Olimpik ve Geleneksel Okçuluk Terimleri

26-06-2021 08:46
Olimpik ve Geleneksel Okçuluk Terimleri

Okçuluk denince aklımıza ne geliyor? Dünyanın büyük çoğunluğunda bu soruya eskiden olduğundan çok daha farklı bir cevap veriyoruz. Okçuluk bir spordur, elbette. Gözümüzün önüne ise ya hedefe yönelmiş bir okçu, ya da doğada avlanan biri gelebilir. İkisi de doğru olacaktır. Ancak geçmişle günümüzü ayıran çizgi kalındır: Okçuluk bugün olimpik bir spor olarak ön plandadır. Peki okçuluk terimlerine aşina mıyız, okçuluk ile ilgili terimleri ve anlamlarını doğru biliyor muyuz?


Olimpik okçuluk ifadesi, okçuluk sporunun olimpiyatlara dahil edildiği 1900’e kadar dayanan bir ifadedir. Bugün Uluslararası Okçuluk Federasyonu (FITA - Fédération Internationale de Tir a l'Arc - Fransa) çatısı altında binlerce okçu ulusal ve uluslararası yüzlerce müsabakada, onlarca klasmanda mücadele etmektedir. Olimpik okçuluk her ne kadar klasik kanatlı yayı ifade etse de, diğer bir modern yay olan makaralı yayı da kapsamalıdır. Olimpik yay ifadesi ise sadece klasik kanatlı yayla özdeşleşmiştir. 


Olimpik okçulukta birçok terim geçmektedir. Okçuluğa aşina olanlara bile yabancı gelebilecek birçok terimden bahsetmek mümkündür. Okçuluk ile ilgili terimler nelerdir, bu okçuluk terimleri ve anlamları nedir diye merak edenler için hem olimpik okçuluk terimleri hem de geleneksel okçuluk terimlerini sıraladık. Önceliği olimpik okçuluğa versek de, geleneksel okçuluk terimleri sıralamasında da göreceğimiz üzere, bu terimlerin kökenleri aynı ihtiyaca dayanıyor: Oku doğru yere zamanında gönderebilmek!

Olimpik Okçuluk Terimleri

  • Arkalık Noktası: Ok yatağına yerleştirilen okun kirişte 90 derecelik dik açıyı sağladığı noktadır
  • Arkalık: Okun kirişe oturmasını sağlayan plastikten üretilen parçasıdır
  • Ayarlama:  Yayın veya okun atışta doğruluğu artırıcı değişiklikler bütünüdür
  • Berger / Basınç Düğmesi / Basınç Butonu:  Okun çıkışı sırasında yanal salınımını dengelemeye yarayan, ok yatağı ile entegre monte edilen, yaylı mekanizma
  • Dudaklık: Makaralı okçulukta kirişe takılan ve kirişin tam çekiminde dudağa denk gelmesiyle atışta tutarlılığa destek sağlayan ufak bir plastik parçadır.
  • F.O.C.: Front of centre (merkezden öndelik) kelimesinin akronimidir. Atışa hazır ağırlık merkezinin okun yarı uzunluğuna uzaklığının toplam uzunluğuna (uç hariç) oranıdır. %10-15 aralığının içinde kalmak tavsiye edilir.
  • FITA: Federation Internationale de Tir a L’Arc kelimesinin baş harflerinden oluşan Uluslararası Okçuluk Federasyonu'dur.
  • Gergi Yüksekliği:  Gerilen girişle yayın pivot noktası olarak da tabir edilen basınç noktası arasındaki mesafe. Genellikle başparmak ekleminin oturduğu noktadan kirişe olan mesafe olarak özetlenir.
  • Germe Ağırlığı:  Yay sertliği ölçüsüdür. Klasik kanatlı yaylarda, kabza boyuna göre değişmekle birlikte, standarda göre 28 inç germe boyuna denk gelen libre cinsinden kütle değeridir. Makaralı yaylarda germe sırasında ulaşılan maksimum değer olarak verilir.
  • Germe Boyu / Kol Boyu: Gerilen kirişle yayın pivot noktası
  • Germe:  Yay kirişinin çekilmesidir
  • Gold: Yabancıların hedefin sarı renkte olan 10 puanlık merkezini adlandırışı
  • Göğüslük:  Sporcunun göğüsünün veya kıyafetinin kiriş güzergahına girerek zarar görmesini ve okun yönünü saptırmasını engellemeye yarayan kişisel koruyucu aksesuar.
  • Gruplamak: Okları hedefte yakın konumlandırmayla sonuçlanan atış silsilesi. Yayda yapılacak bir ayarlamayla merkeze taşımak için fırsat olarak görülür.
  • Hedef Kağıdı: Hedef minderinin atış yapılan yüzüne asılan, üzerinde puantaj bulunan, çok çeşidi bulunan kağıt tipidir. Müsabaka tipi hedef kağıtları içinden geçen lifler kağıdın ömrünü uzatmaktadır.
  • Hedef Minderi/Tahtası:  Dayanımlı malzemeden yapılmış, ne çok sert ne de çok yumuşak hedeftir. EVA'dan, çeşitli sertliklerde köpükten, samandan imal edilebilir
  • Hedef Paniği:  Okçunun nişangahını 10 puanlık sarı bölgede tutamamasıyla tanımlanan bir nevi atak biçimidir.
  • Kabza / Gövde:  Yayı oluşturan ana kısımdır, kanatların monte edildiği elemandır.
  • Kağıt Testi:  Makaralı yayda ok yatağı, kanat, ok esnekliği gibi parametrelerin uyumunun test edilmesi ve varsa ayarlama yapılması için okun çıkışının test edilmesini sağlayan testin isimlendirmesidir. 
  • Kam:  Makaralı yayın "makara" diye tabir ettiğimiz parçalarının gerçek ismidir. Makaralı yaylar ilk çıktığındakinden farklı olarak eksantrik (dış merkezli) yapıdadır.
  • Kiriş Halkası: Klasik yaylarda kanat ucuna, makaralı yaylarda kamda uygun kısma geçirilen döngü biçimindeki kiriş sonudur.
  • Kiriş Takmatik: Türkçe'ye Tunç Okçuluk'un kazandırdığı bir kelimedir. Kurulmamış haldeki klasik kanatlı yayın kanatlarında burulma tehlikesine karşılık kurarken kullanılan bir sicimdir.
  • Klasik Kanatlı Yay: Kabza ve iki kanattan oluşan yay türüdür. "Klasik" olarak literatürümüze geçmiş olan kelime temelde uçları sporcunun aksi yönünü gösteren kanatları tanımlamak için kullanılır.
  • Kliker: Klasik kanatlı yaylarda ok tam çekişte olduğunda klik sesi çıkararak sporcuya atış sinyalini veren metal, karbon veya plastikten yapılan parça 
  • Kolluk / Kol Koruma / Kolçak: Yay tutulan ön kola takılan, kirişin sıyırması ihtimaline karşılık takılan koruyucu ekipman
  • Kuyruk Atma: Klasik kanatlı yaylarda okun salınması sonrasında gözlemlenen yanal esneme hareketine denir
  • Makaralı Yay: İngilizcede bileşke yay olarak ifade edilen, destek kirişlerinin kam ve/veya makara yardımıyla yüksek sertlikteki kanatların gerilmesini belli seviyelerde kolaylaştıran mekanizmaya sahip bir yay çeşididir.
  • Ok Çekme Lastiği: Plastikten üretilen ve okları hedeften çekmeyi kolaylaştıran aksesuardır.
  • Ok Ucu: Okun hem saplanmasını sağlayan, hem dengeli gidişine katkı sunan, şaftın tüy ve arkalığın aksi ucuna monte edilen sivrileşen silindirik veya konik yapıdaki metal veya türevi malzemedir.
  • Ok Yatağı: Türkçe'ye Tunç Okçuluk'un kazandırdığı bir kelimedir. Okun yay üstünde temasta olduğu, okun düz bir şekilde yerleştirildiği malzemedir. Disipline göre tipi değişir, metalden ve plastikten imal edilir.
  • Okçunun Paradoksu: Okun ok yatağında aslında hedefi göstermediği halde hedefe gidiyor olması ikilemidir.
  • Parmak İpi:  Okçunun yay tutan eline geçirilen, yayın atış sonrasında bırakıldığında elde kalmasını sağlayan basit bir iptir.
  • Parmaklık:  Klasik kanatlı yaylarda parmakla kiriş arasında konumlandırılarak koruyucu ve doğruluk artırıcı bir etki gören kişisel aksesuardır
  • Pivot Noktası: Kabza tutamacının kirişe en uzak noktasıdır. Yay atış esnasında bu nokta etrafında dönme gerçekleştirmekte olduğundan yayın doğal olmayan dönme noktası olarak ifade edilebilir.
  • Sadak:  Okların ve diğer aksesuarların taşınmasını kolaylaştıran, bel hizasına takılan bir nevi çantadır
  • Sargı İpi:  Kirişin ok yerleştirilen, parmaklık temas eden veya kanat ucunda veya kamlarda sürtünmeye maruz kalan kısımlarındaki kirişi koruyucu iptir.
  • Seken Ok:  Hedefe isabet ettiği halde saplanmayıp geri seken oka denir
  • Shaft: Tüyü, arkalığı, ucu takılmamış çıplak şafttır
  • Spine: Okun esneklik kapasitesini evrensel olarak ifade etmede kullanılan sayısal bir ifadedir. IBO'ya ve ATA standartlarına göre farklılık gösteren, ok şaftının belli bir aralığa sahip iki destek noktasına yerleştirilmesi ve tam ortadan belli bir kütlenin asılması suretiyle okun 'belinde' normal haline göre meydana gelen defleksiyonun (sapma) inç cinsinden bin katına denk gelen değerdir. Okun nihai boyu, uç ağırlığı okun spine değerine etki eden diğer parametrelerdir.
  • Stabilizer: İstenmeyen tork ve atış sonrası titreşimi sönümlemede kullanılan rot ve ağırlıklar grubudur.
  • Sünme: Geri döndürülemez esnemeye denir. Elastik değil plastik deformasyondur
  • T Cetveli: Gergi yüksekliğini ölçmeye veya arkalık noktası/sargısı konumunu tahsis etmeye yarar.
  • Tetik: Makaralı yaylarda D halkasına takılarak kirişin merkezden burulma aktarılmadan çekilmesini ve salınmasını mümkün kılan sporcu aksesuarıdır
  • Tiller:  Yayın iki kanadı arasındaki dengenin ölçüsüdür.
  • Tutamaç:  Kabzada elin kavradığı kısma denir
  • Tüy:  Hindi tüyünden veya plastikten imal edilen, okun lineer stabilizasyonunda önemli bir etkisi olan elemanıdır. Genellikle mesafe uzadıkça kısalmasında fayda görülür.
  • Tüyleme Aleti / Makinesi:  Okların eşit aralıklarla ve bir standart dahilinde tüylenmesini kolaylaştıran, dikey, yatay ya da açılı olarak çalışan, 3-4-6 tüye kadar montaja olanak sağlayan alete denir.
  • Yalın yay (Barebow):  Ayrı bir disiplini olan nişangahsız, hedef almaya yarayan hiçbir aksesuarı olmayan sade klasik yay
  • Yay Kanadı:   Türkçe'ye Tunç Okçuluk'un kazandırdığı bir kelimedir. Yay kabzasının her iki tarafına takılan, esneyerek depoladığı potansiyel enerjinin kiriş vasıtasıyla oka aktarılmasının mekanik organıdır.
  • Yay Penceresi:  Kabzada okun konumlandığı tarafta açılan oyuktur.
  • Yay Tartısı:  Bir yayın belli bir mesafedeki sertliğini ölçmeye yarayan analog veya dijital cihazdır. Standartlaşmış olan anlayış, 28 inç mesafedeki libre cinsinden değerdir.
  • Yunuslama:  Makaralı yaylarda okun salınması sonrasında gözlemlenen düşey esneme hareketine denir

olarak sıralanabilir.


Geleneksel Okçuluk terimleri nedir ve anlamları nelerdir sorusuna yanıt vermeden evvel, Geleneksel Okçuluk sınıflandırmasının Geleneksel Türk Okçuluğunu da barındıran çok geniş bir havuzu tanımlamasıyla birlikte, terimleri aktarmada en faydalı yaklaşımın Geleneksel Türk Okçuluğu terimleri için geçerli olduğunu düşünerek ilerlemeye karar verdik. 


Bu aşamada, Türk Okçuluğu kitabı yazarı Dr. Ünsal Yücel’e büyük teşekkürlerimizi ve saygılarımızı iletmek isteriz. Eserinde bulunan "Okçuluk Terimleri ve Deyimleri”nden çokça yararlandık.

 

Kitabı satın almak için: Türk Okçuluğu


Geleneksel Okçuluk Terimleri


  • Adımını Doğru Basmak:  Atışta ilerideki ayağın geçmemesi gereken işarete uygun konumlandığını anlatan bir deyimdir
  • Ağızlıklı Yay:  Sonuna kadar tek seferde çekilebilen, bu sebeple makbul olan yaydır. Çekişli yay olarak da geçerdi
  • Alçaktan Atma:  Oku yere yakın, darbe etkisi maksimize biçimde göndermeye denir
  • Ana Taşı:  Bir menzilde dikilen ilk taş, 900 gezden aşırı olması şarttı
  • Arkalık Noktası / Dügül Noktası:  Gezlenen (yerleştirilen) okun çıkışının alışılan şekilde olması için kirişte belirlenen referans nokta ve sargısıdır.
  • Aşağı Koşu:  900 gezden fazla atamayan ihtiyar kemankeşler için düzenlenirdi
  • Az Ok:  Uzağa gitmeyen, kusurlu ok
  • Bakkam Gez:  Dudakları bakkam ağacından yapılma gez
  • Balık Tutkalı:  Mersin morinasının (bir balık türü) damak derisinden yapılan, yay ve ok yapımında kullanılan bir çeşit tutkal
  • Basit Yay:  Yekpare, tek ağaçtan yapılan yay
  • Başpare Gez:  Ayrı bir parça halinde boynuz, kemik veya fildişinden yapılan ok gezi
  • Belik:  Ok çantası. Bilük, bilik, belek de denir
  • Bilek Siperi:  Okun iç kabzaya kadar çekilmesini ve aynı zamanda düzgün, kola çarpmadan atılmasını sağlayan alet
  • Binci:  Bin gez mesafeye ok atabilen kemankeşe denir
  • Boynuz:  Kasılması suretiyle yayın önemli üç bileşeninden olan, su sığırı veya öküzden alınan, yay yapımında kullanılan malzemedir. Kapak ve karın olarak adlandırılan iki parça alınırdı.
  • Boynuz Yay:  Sadece boynuzdan yapılmış yay (Topkapı Sarayı koleksiyonunda mevcuttur)
  • Çok Ok:  Uzağa giden, düzgün giden ok
  • Kab:  Kabza ortasında boynuzların buluştuğu noktadaki ufak boşluk. Bu boşluğa çelik adı verilen ufak bir kemik veya fildişi parçası konur
  • Kabza Almak:  Ahz-ı Kabza. 900 gez pişrev oku atıp üstattan kemankeşlik icazeti almak, kabza sahibi kişi olmaktır. Sahib-i kabza. Üstattan icazet almak. Okçular Sicili'ne kaydolmak.
  • Kabza Aşığı:  Okçuluğa düşkün, kemankeş
  • Kabza Duası:  Kabza merasimi sırasında okunan dua ve niyaz
  • Kabza Merasimi:  Kabza almaya hak kazanmış kimseye üstadı tarafından kabza verilme törenidir.
  • Kabzadaş:  Aynı gün kabza alan kişilere denir
  • Kanunname-i Rumat:  Atıcılar Kanunnamesi
  • Kemanger:  Yay ustası. Yaycı.
  • Kepaze:  Kepade'den türemiştir (köken: Kebade). Okçuluğa yeni başlayanların sadece çekme bırakma antremanı yaptıkları gevşek yaya denir.
  • Ok Çeşidi - Menzil Oku - Pişrev Oku:  En yaygın menzil okudur. Soyalı ve bakkam gezlidir, yeleği kısa ve yüksektir.
  • Ok Çeşidi - Menzil Oku - Yeksüvar Oku:  Tek parça kumaştan yapılan, soyalı ve bakkam ayaklı menzil oku türüdür. Ağaçtan ve bakkam ayaksız yapılınca pişrev okundan farkı kalmamıştır.
  • Ok Çeşidi - Menzil Oku - Zergerdan Oku:  Zeytuni demir temrenli bir cinstir. Boğazına ustanın işareti olarak altın tel sarıldığından bu adı almıştır. Zer (farsça: Altın)  gerdan.
  • Ok Çeşidi - Puta (Hedef) Oku:  Eskiden "pot" veya "pota" denilen toprak kaplar hedef olarak kullanılırdı
  • Meremmet Etmek:  Oku tamir etmek anlamına gelmektedir
  • Ok Çeşidi - Meşk - Azmayiş Oku:  İki türü vardır, biri karabatak okundan daha uzun, demir temrenli bir tür iken; diğeri "ihtiyar koşusu azmayişi" olarak adlandırılan, daha hafif, ince ve kısa menzil okudur
  • Ok Çeşidi - Meşk - Heki Oku:  Menzil atışlarına hazırlık için veya okçular arasında tertiplenen gündelik yarışmalarda kullanılan bir ok türüdür.
  • Ok Çeşidi - Meşk - Karabatak Oku:  Yeleği heki yeleği biçiminde ve boyundadır, kuş yerine karabatak tüyünden yapılmadır. Günümüzde 10 kadar iyi örneği vardır.
  • Muşamma:  Türk yaylarının kavrayışının mükemmelleştirilmesi, kavrayan eli doldurmak amacıyla kabzaya sarılan, balmumu emdirilmiş bir şerittir.
  • Mürekkep:  Kompozit, bileşik demektir
  • Ok Çeşidi - Hava Gezi Oku:  İdman okudur. Yeleksiz, havaya veya torbaya atılan ok.
  • Ok Çeşidi - Kamış Ok:  16. yy'a kadar her tür okun yapıldığı ağaç türüdür. "Ok atmak altın atmaktır" sözü kamış ok pahalı olduğundan gelmiştir.
  • Ok Kısımları - Ayak:  Okun temren veya soya takılan ucu
  • Ok Kısımları - Baldır:  Okun göbek ve ayak arasında kalan kısmı, şalvar da denir
  • Ok Kısımları - Boğaz:  Okun yelek takılan, baş ve boynu arasındaki kısmı
  • Sinan:  Ok temreni, başak

  • Sinir:  Esnemesi suretiyle yayın önemli üç bileşeninden olan, öküz bacağından alınan, temizlenip kurutulduktan sonra dövülerek liflerine ayrılan, sıcak tutkalda yumuşatılarak yaya döşenen, yay yapımında kullanılan malzemedir. Kapak ve karın olarak adlandırılan iki parça alınırdı.

  • Uzunluk Ölçüsü - Adım:  16. yy sonuna kadar kullanılan bir uzunluk ölçüsüdür. Yaklaşık 70 cm'dir. Küsuratlı olduğu durumda yay veya ok boyu kullanılırdı.

  • Uzunluk Ölçüsü - Gez:  Farklı dönemlerde farklı uzunluklara tekabül ettiği tespit edilmiş olan, ancak nihayetinde anlaşıldığı üzere 66 cm'lik okçuluk ölçüsüdür.

  • Yabana Atmak:  Hedef atışında karavana atmak.

  • Yay Kısımları - Ayak:  Yayın aşağıya bakan ucu, devamına yay kısımları eklenir (ayak kasanı vb.)

  • Yay Kısımları - Bağır:  Yay kollarının iç orta kısımları

  • Yay Kısımları - Baş:  Yayın yukarıya bakan ucu, devamına yay kısımları eklenir (baş kasanı vb.)

  • Yay Kısımları - Boğaz:  Kabza ile sal arasında kalan kısımdır. Yay tutulduğunda üstte kalan kısmına "tir geçimi" (tir: ok), alt taraftakine "kabza dibi" denir.

  • Yay Kuramı:  Yayın formunu aktaran kelimedir

  • Yay Kuramı - Hilal Kuram:  Kabzadan başlayarak kasan başına kadar değişken kararda kıvrılan, tekne ile kasan kuramları arası yay formudur. Hilal biçimini andırır.

  • Yay Kuramı - Kabza Kuram:  Kabzadan başlayarak kasan başına kadar aynı kararda kıvrılan aynı radyüslü yay formudur.

  • Yay Kuramı - Tekne Kuram:  Kabzadan başlayarak sal boyunca düz giden, sonra kasan başına kadar kıvrılan yay formudur. Bir tekne kesitini andırır.

  • Yay Kurmak:  Çilesini (kirişini) yaya takarak atışa hazır hale getirmek. Kirişlemek, çilelemek.

  • Yayı Kasmak:  Yayı yasmak üzerine türetilmiş, uydurma bir sözcüktür. Galatımeşhur bir kullanımdır.

  • Yayı Yasmak:  Yayın çilesini çıkarmak. Atıştan çekilmek manasına (havlu atmak) veya rekoru kırdığını ifade etmek amacıyla da yapılan bir harekettir.

  • Yaykeş:  Uydurma bir sözcüktür, tirkeşten feyz alınarak türetilmiş, sadak.

  • Yelek:  Okun doğru uçmasını sağlayan parçası, tüy. Peylek, sakal, yük

  • Yeleklemek:  Oka yelek takmak. Yaygın surette 3 adet yeleğin okun boğazına yapıştırılmasıdır.

  • Yevm-i Maada:  Haftanın okmeydanı olmayan günlerini ifade eder

  • Yevm-i Meydan:  Pazartesi ve perşembeleri düzenlenen okmeydanı günüdür.

  • Yol Kardeşi:  Okçuluğa yeni başlayan gencin, okçuluk ve meydan töresini öğrenmek üzere seçtiği kıdemli okçu arkadaşı, kardeşi.

  • Zağ:  Yay başlarında, okun geçeceği kertiklerin içine konan deri parçasıdır. Hem çileyi hem de yayı korur.

  • Zemberek:  Kolları çelikten yapılan bir arbalet / Tatar yayı.

  • Zihgir:  Atış eli başparmağa takılan atış yüzüğüdür. Kirişin kolay çekilmesini, parmağın yaralanmasını engellemeye yarar. Parmak üzerine binen kısma damak veya kaş, iç tarafına yapıştırılan deri parçasına kulak, kiriş takılan iç kenarına ise eşik denirdi. Uğur sayılıp hiç çıkarılmadığı yaygındı. Şast. Engüştvane, Küştiban.

olarak sıralanabilir.

IdeaSoft® | E-Ticaret paketleri ile hazırlanmıştır.